Anlaşma


Film seyretmek karşılıklı anlaşmadır. Senaryo bir nevi anlaşma metnidir: Seyirci ile kurulan bağ üzerine yazılan bir anlaşma.


Popülerlik ve anlaşılma üzerine çok yazılmıştır. Başka bir pencereden bakmak iyi gelebilir. Biri sinemada biri bilimde efsane Charlie Chaplin ve Albert Einsthein’ın arasında ilginç bir diyalog geçer. Einsthein Nobel ödülleri için Amerika'ya gittiğinde Hollywood’da tanışmak istediği tek kişinin Chaplin olduğunu söyler ve Chaplin’in Şehrin Işıkları filminin galasına davet edilir. Aralarında dostluk oluşur. Einsthein “Sizin sanatınızda en çok taktir ettiğim şey evrensellik. Tek kelime bile etmiyorsunuz ama tüm dünya sizi anlıyor,” der. Chaplin cevap olarak “Doğru ama sizin ihtişamınız daha da büyük! Söylediklerinizin tek kelimesini anlamasalar bile, tüm dünya size hayranlık duyuyor.”


Meselemiz Einshtehin değil elbette. Onun herkesçe anlaşılmaması normal ama herkes onu tanıyor. Popülerlik ve çok konuşulması bir şeyin anlaşıldığı ya da değerini bulduğu anlamına gelmiyor.


Chapline iyi bir ders veriyor dünyaya. Kimi zaman iyi filmler değerini bulmuyor. Üzerine çok söylenenler sözler filmlerin yazılma amacına hizmet etmediği oluyor. Tekniği, oyuncuların ünlü olması ya da başka bir şeyle ilgili olabiliyor. Yani tabir yerinde ise çoğu film gümbürtüye gidiyor. Bazı filmler ise hengame içindeki hayatın gündemine bile giremiyor. Belki de öyle olması daha iyidir. Zahmet çekerek bulunan şeyin kıymeti bilindiği gibi.