Tabakta Apartheid

Neredeyse iki aydır siyonist ideolojinin dünyayı avucunun içinde nasıl evirip çevirmesiyle acı bir şekilde tanışıyoruz. Siyonistler ve hizmetkarları olarak ayrılmış bu düzenin senelerdir istikrarla işlediğini görmek ve hak ettiği şekliyle bunun farkında olamamak hepimizi yaralamıştır. 2011 yılında yayımlanan Birleşmiş Milletler raporunda geçen ve siyonizmin özeti mahiyetindeki şu cümleyle konuya yemek açısından giriş yapmak istiyoruz.  

‘Bölgede yürürlükte olan İsrail askeri emirlerine göre, yağmur suyu İsrail yetkililerinin mülkiyetindedir ve bu nedenle Filistinlilerin evsel veya tarımsal ihtiyaçlar için yağmur suyu toplaması yasaktır.'

Yağmur suyu ile başlayan yasaklama temiz su, tarım ve hayvancılık gibi bir döngüde her bir alana ayrı ayrı zarar veriyor. Batı Şeria’da son 10 yılda en az 572 su, sanitasyon ve hijyen yapısının yıkılması ve Gazze’deki tek su kaynağı yeraltı sularından elde edilen suyun %97’lik bir oranda kirli olması Filistinlileri en temel besin haklarından mahrum bırakıyor. Dolayısıyla apartheid rejimi bir halkın gıda egemenliğini de yok saymış oluyor. Gıda egemenliği, halkların ekolojik olarak sağlam ve sürdürülebilir yöntemlerle üretilen sağlıklı ve kültürel açıdan uygun gıdaya ulaşma hakkı ile kendi gıda ve tarım sistemlerini tanımlama hakkı olarak tanımlanır. 

  • Haftalık bültenimize üye olarak her Cuma mail kutunuzda özel içerikleri ücretsiz bulabilirsiniz.

Suyun yetersiz ya da güvensiz olması İsrail’e elbette yetmiyor. Bereketli hilalde topraklarıyla kurdukları bağı yok etmek adına tarımsal alanları her bir delikten işgal etmeye çalışıyor. Daha önce bahsetmiştik; Filistinliler topraklarıyla olan bağını, çıkan mahsulleri tanımalarıyla ve işlemeleriyle kanıtlıyor diye. İsrail, Filistinlilerin topraklarıyla sarsılmaz bu bağa adeta göz dikmiş vaziyette keyfî yasalar çıkarıyor.

İşgal devleti öncesinde Filistin topraklarının %75’i tahıl yetiştirmek için ayrılmışken, yerleşimcilere açtığı alanlarla da tarım arazilerini yok eden İsrail şu an %90 oranla buğdayı ithal ediyor. Ayrıca yine tarım alanlarını askeri tatbikat için kullanarak tarla ve meralara belki de geri dönüşü imkansız zararlar veriyor. 

Yağmur suyuyla başlayan apartheid devletinin yaptırım ve kısıtlamaları, besinine ulaşamayan ya da üretemeyen Filistinlilerin mutfak kültürünü bile isteye tehdit ediyor. 

Doğal olarak bölgede yetişen fakat farklı yollarla yasaklanan gıdalar: 

Jadu'i Karpuz

Kara keçiler

Çeşitli sebzeler (Gazze'ye havadan sıktığı ot öldürücü ilaçlarla 4 yılda 13 bin hektar mahsule zarar verdi)

Buğday, arpa, darı

Zeytin (İsrail, zeytinin ülkesinde 1967’den itibaren 1 milyona yakın zeytin ağacını söktü. Her yıl binlercesini de tahrip etmeye devam ediyor)

Zahter, adaçayı, akoub 

Süt ve yumurta

Balık (İsrail donanması binlerce Gazzeli balıkçıya saldırıyor ve balıkçılık yapma alanlarını daraltıyor)

Mantar

Çilek