Kofia Band ile Özel Röportaj


Kofia Band’in kurucusu George Totari ile özel bir röportaj yaptık. Röportajda, George Totari kişisel deneyimleri, mücadeleleri ve müzik aracılığıyla Filistin mücadelesine yaptığı katkıdan bahsediyor. Dünya, Kofia Band’ı İsrail’in 7 Ekim saldırıları sonrasında Leve Palestina ile tanıdı. 

Şöyle diyor Kofia:

Long live Palestine! Crush Zionism!

Çok yaşa Filistin! Yok ol Siyonizm!

Haftalık bültenimize üye olarak her Cuma mail kutunuzda özel içerikleri ücretsiz bulabilirsiniz.


‘1972’de Band’ı kurduktan sonra İsveç halkına İsveç dilinde Filistin’i anlatmayı şiar edindik. İlk başlarda 10-20 kişi bizi dinlemeye gelirdi, ardından bizi sevdiler ve sayı kısa bir zamanda yüzlere, hatta iki yüzlere çıktı. İlerleyen zamanlarda okullarda, sokakta farklı yerlerde İsveç halkına müziğimizi dinlettik.’

George Totari kimdir? Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?1946 yılında Filistin'de doğdum ve İsrail'in askeri kuralları altında yaşadım. Yani yaşadığım yer kapalı bir askeri bölgeydi. Ne zaman Nasıra'dan Hayfa'ya ya da denize gitmek, çalışmak için ayrılmak istesek askeri izin almamız gerekiyordu. Bazı durumlarda izniniz olsa bile sizi tutuklayabiliyorlardı. Bu yüzden her zaman istediklerini yapabilecekleri korkusuyla yaşadım, çünkü bu askeri bir yönetimdi. 1967'deki savaştan sonra Kanada'ya gitmeyi düşündüm, ancak sonunda İsveç'e geldim. Yıllardır buradayım.

Kofia Band nasıl ortaya çıktı? Neden Filistin’i İsveç dilinde anlattınız?İsveç'e geldiğimde, İsrail ile İsveç arasında herhangi bir fark yoktu. İsrail'de bile, İsrail politikalarını eleştirebiliyordum, ancak İsveç'te bu yasaktı. Bana İsveç’te, Filistin'in bir çöl olduğunu, Filistinlilerin olmadığını, Yahudilerin orayı güllük gülistanlık yaptıktan sonra Arapların İsrail topraklarına yerleşmek istediklerini söylediler. Bu durum beni şaşırttı. İsveç'te Siyonist propaganda nedeniyle Filistin halkının yok sayıldığını gördüm. Burada, Siyonist propaganda o kadar güçlü ki sizi haritadan, varoluştan, her şeyden uzaklaştırabiliyorlar. Ve Filistinlilerin bu propagandaya karşı koyacak hiçbir şeyleri yoktu.Ben de Filistin halkının, kültürümüzün var olduğunu ve eskiden dünya ticaret ve dini merkezi olduğunu müzikle anlatmak istedim ve Kofia Band’i kurmaya karar verdim. İsveç’e göç etmiş Filistinliler olarak 1972’de Band’ı kurduktan sonra İsveç halkına İsveç dilinde Filistin’i anlatmayı şiar edindik. İlk başlarda 10-20 kişi bizi dinlemeye gelirdi, ardından bizi sevdiler ve sayı kısa bir zamanda yüzlere, hatta iki yüzlere çıktı. İlerleyen zamanlarda okullarda, sokakta farklı yerlerde İsveç halkına müziğimizi dinlettik.Band sayesinde İsveç’in önemli müzisyenleri, aktörleri ve düşünürleri ile arkadaş oldum. Hepsi bana Filistin’i soruyorlardı, anlattığımızda şaşırıyorlardı. İşte o arkadaşlarım sayesinde çok büyük konserler yapabildik. Her konserin tıklım tıklım olduğu 1200 kişilik salonda üç kere konser verdik. İnsanlar bizim değil, İsveçli arkadaşlarımızın sayesinde geldiler. Ama Filistin'i temsil ediyorduk. Filistin sorununu anlatıyor, halkıma yapılan zulüm ve benzeri konularda çalıyor, şarkılar söylüyorduk.Kültür, başka bir topluma girmek için anahtardır ve biliyorsunuz ki mülteci olarak dışarıdan gelen göçmenler topluma karışmakta sorun yaşıyorlar. Korkuyorlar. Aynı şekilde İsveçliler de korkuyorlar çünkü bilmiyorlar. İnsanlarla tanıştığınız anda korkmanıza gerek kalmıyor. Bu yüzden bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ve ben hala müzik yapıyorum ama kolay değil. Çok zor çünkü 77 yaşındayım ve üyelerin çoğu da yaşlı. Ama yapmaya çalışıyoruz. Yakın zamanda Stockholm'de yaklaşık 15-20 bin kişinin katıldığı çok büyük bir konser verdik ve insanlar Leve Palestina’yı söylediğimizde mutlu oldular.

Filistin müziğinin küresel bir perspektiften anlatılması ve yayılması konusunda neler düşünüyorsunuz?Ben neden İsveççe şarkı söylüyorum biliyor musunuz? Çünkü İsveç'te yaşıyorum ve İsveç halkına Filistin'i öğretmek istiyorum. Pek çok insan bana Arapça şarkı söylememi öğütlüyor ama Arapça söyleyen başka sanatçılarda var. Yani bu bir sorun değil. Sorun, yaralarımızı, sorunlarımızı anlatmak için İsveçlilerle nasıl iletişime geçeceğimiz çünkü İsrailliler kültürü kullandılar, Yahudilerin kültürünü kullandılar. Müzik, tiyatro ya da buna benzer bir şeylerde, Siyonistler Yahudiler adına konuşuyor ancak Yahudilerin, Siyonistlerle ilgileri yok. Pek çok Arap Siyonisttir. Hıristiyanlar Siyonisttir. Hatta Türklerin de bir kısmı Siyonisttir. Yani Siyonistler her yerdeler çünkü bu bir iş. Onlarla temasa geçerseniz, para kazanırsınız.

Sorulara içtenlikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Şu an müzik platformlarında sizi bulamıyoruz, bunun sebebi nedir?Aslında, Youtube ve Spotify gibi platformlarda müziklerim mevcut, dediğim gibi grup 1972'de kuruldu ve o zamandan beri albümler ve şarkılar ürettik. En son bir şarkı yaptım. Bunu da dinleyebilirsiniz. Bir dakika henüz yüklemedik galiba.


Grup neden hala aktif değil?Önemli olan şu ki, kendi toplumlarımızda ve Türk toplumunda, bir şeyle uğraşmaya başladığınızda genellikle insanlar sizi cesaretlendirmez. Yani benim halkım, hayır, bu iyi değil, diyor ve bu da her şeyi mahvediyor. Ancak İsveçliler, en azından arkadaşlarım, cesaret verdi çünkü yaptığım işi seviyorlar. Ancak Filistinli arkadaşlarım eleştirileriyle beni durdurmaya çalışıyor. Ben de şunu söylüyorum: Hata yapsalar bile insanları cesaretlendirin.Evet, yeni şarkılarım var, ancak grup üyelerini bir araya getirmekte zorlanıyorum çünkü çoğu yaşlı ve aile sorumlulukları var. Müziği yaşamlarının merkezine koyan bazı üyelerle, belki bir ay ya da iki ay boyunca farklı etkinlikler, konserler veya benzer etkinlikler düzenleyebiliriz. Albüm yapma isteğimde maddi kaynak eksikliği beni zorluyor. Bu ayın 5'inde Stockholm'de verdiğimiz konser büyük bir başarıydı ve insanlar çok beğendi. Devamı gelir diye düşünüyorum.

Herhangi bir olayda müzik sektörü ciddi bir şekilde tepkisini ortaya koyarken Filistin olaylarında bunu göremiyoruz. Niçin?Biliyorsunuz, temel sorun parayı kimin kontrol ettiğinde yatıyor. Siyonistler ekonomiyi kontrol ediyor. İsveç parlamentosunda, 50 yıl önce SSU olarak bilinen bir örgüt aracılığıyla Sosyal Demokrat gençler, Leve Palestina şarkısını 1 Mayıs'ta söylerlerdi.Üç yıl önce, bu şarkıyı parlamentoya getiren o zamanlar muhalefet lideri, şu anda başbakan olan Levin'e adını taşıyan bir sosyal demokrat, tartışmalara neden oldu. Siyonizmi eleştiren bu şarkı nedeniyle bizi antisemitist ilan ettiler. "Siyonizmi ezin" dediğimiz için, ırkçılık suçlamasıyla karşı karşıya kaldık. Siyonizm ve Yahudilerin aynı ekonomik çıkarlara sahip olduğunu ima ederek, bizi buradaki sistemin ekonomisi veya sermayesiyle çatışmış gibi gösterdiler.Petrol paralarını kullanarak, Avrupa'daki bazı işletmeleri satın almak için girişimde bulundular. Ancak Mercedes gibi şirketleri satın almak istediklerinde, Avrupalılar reddetti. Siyonist kapitalistler, Araplara gelerek, "Paranızı bize yatırın, sizin için her şeyi satın alalım" dediler. Bu nedenle, Arap ülkelerindeki liderler Siyonistlere karşı çıkamazlar, çünkü bu durumda paralarını kaybederler.Geçen gün toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağan Ortak Zirvesi'nden beklenen sonuç alınamadı ve İsrail hala saldırılarını sürdürüyor, çocuklarımızı öldürüyor. Şimdiye kadar belki 5 bin çocuk öldürüldü. Ukrayna savaşında bir yıl boyunca bin çocuk öldürüldü, Rusya’ya ambargo koydular. Gazze için kimse harekete geçmiyor. Bu durum, çifte standartların ne kadar acımasız ve haksız olduğunu gösteriyor. Korkunç davranıyorlar.İsrail'e ne için saygı duyuyorlar? Bu, Hamas'a karşı bir savaş mı yoksa çocuklarımıza karşı bir savaş mı? Şu anda oksijenleri yok, elektrikleri yok. Tüm bebeklere, yeni doğan bebeklere ne olduğunu düşünün; oturup neler olduğuna bakıyorum, çıldırıyorum.



Müziğinizde ve söylemlerinizde öne çıkan politik duruşunuzla ilgili olarak, özellikle Müslümanlara ve Filistin'e karşı yapılan haksızlıklara odaklanıyorsunuz. Bu konuda karşılaştığınız zorluklar neler oldu ve bu mücadelede nasıl ayakta kalıyorsunuz?İsveç'e geldiğimde bir profesör bana sordu, “Müslüman mısın yoksa Hristiyan mı?” Ben de “Hristiyanım” dedim. O da “O zaman Arap değilsin” dedi. Onlara, “Müslümanlar bizim dostumuzdur. Birbirimizle evleniriz. Birlikte yaşıyoruz. Onlar bizim kardeşlerimiz ve aynı ailedeniz. Ne konuşuyorsunuz siz?” dedim.Bu yüzden medya ve benzeri yollarla yapılan tartışmalarda bile Müslümanlardan nefret ediyorlar. Filistinlilere karşı savaş Türkiye'ye karşı bir savaş aynı zamanda çünkü içinde ırkçılık var. Müslümanların hiçbir değeri yok. Eğer Müslümanlara saygı duysalardı, bunu asla yapmazlardı. Ama saygı duymuyorlar. Bu yüzden Müslümanları desteklemek zorundayız çünkü şimdi Filistinlilere karşı yaptıklarını yarın başka ülkelere karşı da yapacaklar. Ben bir Hristiyanım ama Müslüman bir kültüre sahibim. Arkadaşlarımın çoğu Müslüman.Ülkedeki hükümette Nazi benzeri bir parti var, onlara "Nazi" veya SD deniyor. Parti lideri, eğer dindar bir Müslüman iseniz, İsveç vatandaşı olamayacağınızı söylüyor. Eskiden Yahudilere karşı düşmanca bir tutumları vardı, ancak şimdi Yahudilerle dostlar, ancak bu durum aniden değişebilir.Bugün size karşı olabilirler, yarın başka bir gruba karşı olabilirler. Partilerini kurmak ve daha fazla ses getirmek için bazı insanlardan nefret ediyor olabilirler, ancak nefretle bir toplum inşa edilemez. Sevgi, nefretten daha güçlüdür. Bu nedenle evlenirken nefret değil, sevgi temel alınır. Ve çocuk sahibi olurken de nefret değil, sevgi etkili olur. Dolayısıyla benim mücadelem, ülkeme duyduğum sevgi temellidir.Birçok kişi benim Yahudilere karşı bir nefretim olduğunu düşünüyor. Oysa ben, Yahudilere karşı bir nefret duymuyorum. Grubumda birçok Yahudi arkadaşım var ve birlikte şarkı söylüyoruz. Hâlâ da birçok Yahudi dostum var. Ancak ben Siyonizme karşıyım. Eğer kişi Müslüman, Hristiyan ya da Yahudi ise, biz ona karşı değiliz. Ancak biz, Siyonizme karşı duruyoruz.Bugün bir gazetede okuduğum bir makalede, Netanyahu'nun bu savaşı, Yahudiler adına yapmaması söyleniyordu. Yani Yahudiler, Gazze'deki savaşta Siyonizmi protesto ediyorlar.

İsrail’in Gazze’ye saldırdığını öğrendiğinizde ne hissettiniz?Bilirsiniz, bu durum karşısında genellikle bir şiir yazardım. Her gün, yaşananları anlatan bir veya iki şiir kaleme alıyor ve bu konuda şarkılar üretiyorum. Ancak ne yazık ki, bunları kaydetmedik ve kalbim sürekli kan ağlıyor. Onlar bizim çocuklarımız, bizim insanlarımız. İsrail, sevgimizi yok ediyor. Sevgimiz kalbimizde olduğu için, kalbimizi bedenimizden alıyorlar. Bu yüzden kalpsiz bir yaşam sürüyoruz.Türkiye'nin desteğini hissetmek bize güç veriyor ve şu anda yanımızda olduğunuz için size minnettarız. Siz çok duyarlı bir soru sordunuz, bu yüzden şu an gözyaşları içindeyim. Hepinize çok teşekkür ederim.

Haftalık bültenimize üye olarak her Cuma mail kutunuzda özel içerikleri ücretsiz bulabilirsiniz.