Gözler görmese de kalbin aynasıdır


Mali'nin müzikseverler için nasıl bir vaha olduğunu ne kadar anlatsak azdır. Amerikalı, kendi dilinden olmayan müzikleri  "Dünya Müziği" gibi komik bir "diğerleri" kategorisinde saymayı sever. Biz de o kategoriye dahil olduğumuz için bir kalpten kalbe yol çekebiliriz sanırım Mali'ye.


Amadou ile Mariam'den bahis açılınca "Mali'nin âmâ çifti" dendiği vakidir. Mali'de kendileri gibi âmâların buluştuğu bir kulüpte tanışıp müziğe olan alakalarını keşfeden ikili 1980'de evlendiklerinden beri albümlerini beraber hazırlayıp yayınlıyorlar. Önce Burkina Faso ile Fildişi Sahilleri gibi Batı Afrika ülkelerinde şöhret kazanan çift, ilerleyen zamanlarda Manu Chao, Herbert Grönemeyer gibi isimlerle çalışarak sırasıyla Fransa ve Almanya'da hatırı sayılır bir hayran kitlesi oluşturdular.


2008 yapımı Welcome to Mali ile Grammy'ye aday gösterilen çift, "Dünya Müziği" dinlemeyen isimlere bilvesile ellerini uzattılar. Çeşitli reklamlardan aşina olduğumuz Sabali, klasik Mali tınılarıyla bezeli Fransızca protest parça Ce N'est Pas Bon, yine Mali usulü gitarın hakim olduğu Welcome to Mali albümün öne çıkan parçaları.


İki yıldır sesi çıkmayan ikilinin yeni teklisi Mon Cheri ise daireyi tamamladı demek yanlış olmaz sanırım. Bir başka meşhur çift Sofi Tukker ile dönmeleri hayranlarını hem şaşırttı hem sevindirdi. İlk defa elektronik müzik yapan bir grupla iş birliğine gitmeleri alışkın olunan dışında yepyeni bir tat kattı diskografilerine.